Cilt yaşlanması, zamanla farklı organlarda, dokularda ve hücrelerde belirginleşen farklı yörüngeler izleyen insan yaşlanma mozaiğinin doğal bir parçasıdır. İç organların yaşlanma belirtileri gizli kalırken, geçen zamanın ilk belirgin izleri ve yaşlanmanın işaretleri ciltte kolaylıkla görünür duruma gelebilir.
Cilt yaşlanması, endojen veya içsel (genetik, hücresel metabolizmalar, hormonlar ve metabolik süreçler) ve exojen veya dışsal (kronik güneş ve ışığa maruz kalma, kirlilik, iyonlaştırıcı radyasyon, kimyasallar, toksinler) faktörlerin kombinasyonundan etkilenen karmaşık bir biyolojik süreçtir. Exojen ve endojen faktörler cilt yaşlanmasında birlikte rol alırlar. Özellikle güneşe kronik olarak maruz kalan cilt bölgelerinde yaşlanma, güneş lekeleri ve yapısal hasarlar dikkat çekicidir. Güneş hasarına bağlı yaşlanma süreci foto yaşlanma olarak adlandırılır. Kendiliğinden yaşlanan cilt, ince, atrofik, kırışık ve kuru görünürken, foto yaşlanmış cilt tipik olarak kalınlaşmış bir epidermis, benekli renk değişikliği, derin kırışıklıklar, gevşeklik, donukluk şeklinde bir yaşlanma özelliği gösterir.
Cilt elastikiyetinin yıllar içinde kaybı cildin sarkmasına yol açar. Otuzlu yaşlardan itibaren görülmeye sarkma başlar ve sonrasında ivmelenir.
Deri yaşlanması ile yara iyileşmesinde de gecikme görülür. Bu kolejinin azalması ile ilişkilidir.
Dermisin üç ana yapısal bileşeni, kolajen, elastin ve glikozaminoglikanlardır. Bu bileşenler yaşlanma karşıtı araştırmaların; kırışıklık önleyici kremlerden çeşitli dolgu maddelerine kadar ve cilde ilişkin yaşlanma karşıtı yapılan estetik çalışmaların çoğunun konusu olmuştur.
Tüm yüz yaşlanması; kolajen azalması ve çevresel faktörlerin yanısıra, yerçekimi, kas hareketleri, kemiklerde hacim kaybı, yüzeysel ve derin yağın azalması ve yeniden dağılımı, kemik iskelet desteğinin kaybı ile yüzün sarkmasına, şekil ve kontur değişikliklerine neden olur. Yaşlanmanın patolojik bir durum olmayıp biyolojik olarak kaçınılmaz bir süreç olduğu gerçeğinden bağımsız olarak, dejeneratif bozukluklar, iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar dahil olmak üzere çeşitli cilt ve vücut patolojileri ile ilişkilidir.
Önleyici estetik dermatoloji sayesinde sağlıklı yaşlanma süreci oluşturulabilir. Cilt kanseri başta olmak üzere belirli cilt bozukluklarını tedavi edebilir veya önleyebilir, yaşlanma süreçleri yavaşlatılabilir eksiklikler giderilebilir.
Estetik dermatoloji ile sağlıklı pürüzsüz lekesiz yarı saydam ve esnek bir cilt hedeflenir. Klinik uygulamada “daha iyi görünmek”, “daha genç görünmek” anlamına gelmez. Bu nedenle hastaların isteklerini anlamak ve mevcut tüm tedavi tekniklerini bilerek onları en tatmin edici sonuçları verecek tedavi yöntemine yönlendirmek çok önemlidir. Hastanın yaşı, önceki işlemleri veya ameliyatları, genel sağlık durumu, genetik hikayesi ve cilt tipi dikkate alınarak tedavi stratejisi belirlenmelidir.
Kendiniz için öneriler almak ve antiaging uygulamalarımız hakkında bilgi edinmek için randevu alabilirsiniz.