Gül Hastalığı Tedavisi Nedir?
Rozasea Tedavisi ( Gül Hastalığı ) Nedir? sorusunu cevaplamadan önce gül hastalığının (rozasea) ne olduğunu açıklamalıyız. Gül hastalığı, Roza hastalığı ya da halk arasında daha çok Gülleme adlarıyla bilinen bir deri hastalığıdır.
Alın, burun, çene ve yanaklar gibi yüzün orta kısmını tutan, kızarma ve yanma ile başlayıp, sonrasında kılcal damarlarda artış, sivilcelenme, kalıcı kızarıklık ve deride ödem gibi şişlikler oluşturabilen kronik bir cilt hastalığıdır.
Gül hastalığı, papül ve püstül denilen kızarık küçük şişlikler üretebilir. Bu belirti ve semptomlar haftalar ile aylar arasında alevlenebilir. Dikkat edilmediğinde rozasea belirtileri sivilce, diğer cilt sorunları veya doğal kızarıklık ile karıştırılabilir.
Akne rozasea, rozasea hastalığının bir alt türüdür. Akne Rozasea ile Akne (sivilce) arasındaki fark, rozaseanın genellikle sivilceye benzeyen iltihaplı lekelere neden olmasına rağmen, sivilcenin oluşmasına sebep olan yağ üretimi ile ilgili bir sivilcelenme durumu değildir.
Rozasea (Gül Hastalığı) Tedavisi ✓
Rosasea herkesi etkileyebilir. Oldukça sık görülen bir cilt hastalığıdır. Ama en çok 30 ile 60 yaş arasındaki açık tenli kişilerde görülür. Kadınlarda sık görülmekle birlikte erkeklerde daha agresif seyreder.
Hastaların diğer bireylere göre yüzde kızarıklığa daha çok yatkınlığı vardır. Kızarıklık yavaşça burun, çene, kulaklar hatta göğse doğru yayılır. Kızarıklık dışında papül, püstül ve ciltte kalınlaşma gibi cilt bulgularına da neden olur.
Hastalığı klinik olarak dört evrede takip edebiliriz. Erken evrede tedavi daha iyi sonuç verir ve sonraki evrelerin yaşanması önlenebilir.
1.evre: Yüzde tekraralayan, kızarma ve yanma ataklarının oluşması
2.evre: Yüz orta bölgesindeki kızarıklığın kalıcı hale geçmesi ve kılcal damarlanmaların artması
3.evre: Yüzdeki kızarıklığın artması ve kalıcı hale gelmesi, yanak, alın,çene ve burun üzerinde sivilceye benzer kırmızı şişliklerin ve iltihaplı sivilcelerin oluşması
4. evre: Rozaseanın göze sıçraması, gözlerde yanma ve kızarıklık oluşması ayrıca burunda şişme ve kırmızılığın artması (rinofima)
Rozasea (Gül Hastalığı) Tipleri
- Yüzde kızarıklık ve damarlanma (Eritemato-telenjiektatik tip)
- Kızarıklık, ödem ve akne benzeri görüntü (Papülopustüler tip)
- Ciltte kalınlaşma ve kızarıklık (Fimatöz tip- rinofami)
- Göz tutulumu ile seyreden rozasea olarak sınıflandırılabilir. (Oftalmik tip)
Rozasea kronik bir rahatsızlık olduğundan hayat kalitesini azaltabilir.
Özgüven kaybı, utanma, kaygı, iş yaşamında problemler ve depresyona neden olabilir.
Rinofima
Rinofima rozaseanın burnu etkileyen formudur. Burun derisi kalınlaşır ve deri içindeki yağ bezleri genişler (yağ hipertrofisi). Cilt normal bir renge sahip olabilir, ancak sıklıkla ciltte kırmızı bir görünüme neden olan kan damarları fazlalığı veya genişlemesi ile birlikte daha kızarık olarak görülür.
Tek tek kırmızı veya mor damarlar burun derisinde görülebilir. Genellikle cilt kalınlaşarak çıkıntılı ve çukurlu bir görünüm geliştirir. Aşırı durumlarda, fazla doku solunumla ilgili işlevsel sorunlara da neden olabilir. Burun derisinde kalınlaşma zaman içinde Rinofima, diğer cilt lezyonları ile birlikte veya tek başına görülebilir.
Rinofima genellikle orta yaş üstü erkeklerde görülen bir durumdur. Hasta için ciddi bir stres kaynağıdır çünkü estetik açıdan kötü bir görüntüdür. Burnun şiş ve kırmızı görünmesi kanserle karıştırabilir veya hasta alkolik olarak algılanabilir. Hatta rinofima hastalarının burnuna viski ya da rom burnu denilmektedir.
Rinofima tedavisinde; kremler, antibiyotikler ve Lazer ile tedavi seçenekleri veya kombine bir rozasea tedavisi yapılabilir. Lazer ile rinofima tedavisi 15 gün aralıklarla ortalama 4-6 seans yapılır.
Gül Hastalığının Görülme Sıklığı Hangi Yaş Aralıklarıdır?
Rozaseanın başlangıç yaşı 35 ve altı, 36-50 yaş arası ve 50 yaş üzeri olmak üzere 3 periyota ayrılmıştır.
Rozasea görülme sıklığı 36-50 yaş arasında çok yaygın olmakla birlikte 50 yaş üzerinde daha fazladır
En sık 30-50 yaşları arasında görülür. Açık renk ciltler, sarı saçlılar, aile hikayesi olanlar Rozaseaya daha yatkındırlar. Erkeklerde daha çok görülen bir hastalıktır.
Gül Hastalığının Sebepleri Nelerdir?
Aslında tam olarak sebebi bilinmemektedir. Tahmin edilen ve bu konularda araştırmalar yapılan nedenler şunlardır:
- Kalıtımsal ve immun sistemin aşırı cevabı olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır. Ancak genetik geçiş için kesin bir kanıt yoktur.
- Ayrıca mide rahatsızlıklarında rol alan bir bakteri (helikobakter pilori) ile sıklıkla ilişkili bulunmuştur.
- Demodeks denilen bir tür cilt akarı Rozasea’lı hastalarda sık olarak bulunur. Demodekslerin rozaseadaki patojenik rolüne ilişkin doğrudan kanıtlar yeterli olmamasına rağmen deri testiyle sağlanan dolaylı kanıtlar, rozasea hastalarında demodex yoğunluğunun yüksek olduğunu göstermiştir. Yine yapılan çalışmalar sonucunda, Rozasea, demodex çoğalmasını desteklerken, demodeksin aşırı çoğalması da rozasea semptomlarını arttırdığı gözlenmiştir. Sonuç olarak rozasea ile demodeksler arasında sıkı bir bağ olduğu düşünülmekte ve bu konu ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
- Psikolojik stres rozasea nedeni olabilir fakat bu da kesin değildir.
- Yüksek ısı, bazen çok soğuk, bazı yiyecek ve içecekler gül hastalığı nedenlerinden çok tetikleyici sebepler arasında kabul edilmektedir.
Rozasea’yı Arttıran Faktörler
Kızarıklıkları tetikleyen faktörler şunlardır:
- Sıcak içecekler ve baharatlı yiyecekler
- Kırmızı şarap ve diğer alkollü içecekler
- Aşırı sıcaklıklar
- Güneş veya rüzgâr
- Duygular
- Egzersiz yapmak
- Bazı tansiyon ilaçları dahil olmak üzere kan damarlarını genişleten ilaçlar
- Bazı kozmetik, cilt veya saç bakım ürünleri
Eritem ve Telenjiektatik Tip | Yüzde kızarıklık, kızarıklık atakları, kılcal damarlar |
Papülo Püstüler Tip | Yüzde kızarıklık, değişik sayılarda kızarık papül, püstüller |
Fimatöz tip | Burun derisinde kalınlaşma, hipertrofi, yağ bezlerinde hiperplazi |
Oküler Tip | Blefarit, konjuktival kızarıklık,oküler kuruluk, kaşıntı |
Yiyecekler Rozasea’yı Tetikleyebilir mi?
Birçok hastalıklarda olduğu gibi cilt hastalıklarının seyrinde de hastaların diyeti tedavi sürecini etkileyen önemli bir faktördür.
Cilt hastalıklarının tedavisi sırasında hastalığın alevlenmesi veya tekrarlanmasını önlemek için yenilen besinlere dikkat edilmelidir.
Rozasea hastalığındaki alevlenmelerin beslenme şekliyle ilişkisi kesin olarak yapılan çalışmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Rozaseayı tetikleyen besinler şunlardır;
• Baharatlı yiyecekler ve yağlı yiyecekler
• Alkollü, (özellikle kırmızı şarap) sıcak ve kafeinli içecekler
• Bazı meyveler, marine edilmiş etler ve bazı peynirler
• Kakao ve kakaolu ürünler
• Kırmızı biber ve Arnavut biberi türünde yiyecekler rozaseayı tetikleyebilir.
Birçok kişinin yemekten zevk aldığı bu yiyecek ve içecekler maalesef roza hastalığını tetikleyerek alevlenmeyi arttırmaktadır.
Bu gıdalar, kandaki Mast hücrelerine etki eden ve kızarmaya neden olan nöropeptitleri serbest bırakabilen cilt reseptörlerini ve duyu nöronlarını aktive ederler ve yüzdeki kızarıklığı tetiklerler.
Rozasea’yı Tetikleyen Faktörler Nelerdir?
TETİKLEYİCİ FAKTÖRLER | ETKİLEME % |
Güneşe maruz kalma | %81 |
Duygusal stres | %79 |
Sıcak hava | %75 |
Rüzgar | %57 |
Ağır egzersiz | %56 |
Alkol tüketimi | %52 |
Sıcak duş | %51 |
Soğuk hava | %46 |
Baharatlı yiyecek tüketimi | %45 |
Nem | %44 |
Rozasea Tanısı Nasıl Konur?
Rosacea (gül hastalığı) tanısı için özel bir test yoktur. Doktorunuz semptomlarınıza ve cilt muayenizde teşhisini koyar. Sedef veya lupus hastalıklarını ayırmak için testler uygulanabilir.
Araştırmalar, koyu renkli insanlarda rozaseanın gözden kaçabileceğini veya alerjik reaksiyon veya seboreik dermatit olarak yanlış teşhisler konulabileceğini göstermiştir. Bu nedenle bir dermatoloğun değerlendirmesi önemlidir. Belirtileriniz gözlerinizi içeriyorsa, doktorunuz değerlendirme için sizi bir göz uzmanına (göz doktoruna) sevk edebilir.
Sivilce ile Gül Hastalığının (Rozasea) Farkı Nedir?
Rozasea ve akne benzer semptomlar gösteren hastalıklardır. Her iki hastalık durumunda inflamasyon, yüzde kızarıklık, küçük şişlikler ve püstüller oluşabilir. Burun ve yanak bölgesindeki kızarıklıklar sivilceyi düşündürebilir.
Yukarıda yazılan şikayetleri olan hastaların tedavilerinin doğru yapılabilmesi için öncelikle tanıyı doğru koyabilecek olan bir dermatoloğa gitmeleri gerekir. Bu iki hastalık arasındaki farkları şöyle sıralayabiliriz:
- Sivilce genellikle, ergenlik, hamilelik, hap kullanımı ve menopoz gibi hormonal değişiklikler ile tetiklenebilir. Rozasea ise çevresel faktörlerin etkisiyle alevlenir.
- Rozasea belirtisinde kırmızılık yüzün orta kısmında gerçekleşirken, sivilce kızarıklığı sivilcenin bulunduğu yerdedir yani daha lokaldir.
- Rozasea olup olmadığınızı anlamanın bir yolu da cilt hassasiyeti ile ilgilidir. Bu durum cildinizin sıcak, soğuk, güneş ve bazı ürünlerlerden etkilenmesi anlamına gelir.
- Gül hastalığı yani rozasea 30 yaş civarında başlayan ve kalıcı olan bir hastalık iken sivilce her yaşta kişiyi etkiler ama kalıcı değildir.
- Rozasea hastalığındaki sivilce oluşumları cildin yağ üretimi ile doğrudan ilgili olmadığı halde sivilceye benzer lezyonlar oluşabilir. Bu lezyonlara akne rozasea denir.
Rozasea Tedavisi Nasıl Yapılır?
Rozasea tam tedavisi olmayan bununla beraber belirtileri ve semptomları azaltılabilen bir hastalıktır.
- Rozasea’nın evresi ve hangi tipinin ön planda olduğu tedavi yöntemini belirleyecektir.
- Ağızdan antibiotikler, antiparaziter kremler, güneş koruyucular, lazer ve diğer ışık tedavileri başlıca tedavi yöntemlerini oluşturur.
- Tedaviye hastanın doğru şekilde bilgilendirilmesi ile başlanmalıdır.
- Hastaların kızarıklıklarının ne zaman arttığı konusunda farkında olmaları tedavi sürecinde önemlidir.
- Hastanın iş birliği ve gayretli olması tedavi sürecinin başarısını ortaya çıkarır.
- Sistemik ve tropikal ilaçların kullanımı, ışın tedavileri, lazer tedavileri gül hastalarını oldukça rahatlatmaktadır.
2D Lazer İle Kızarıklık Tedavisi Nasıl Yapılır?
Dermatologlar ve hastalar tarafından sevindirici olan tedavi seçeneklerinin her zamankinden daha fazla olmasıdır.
Rozaseayı yönetmek doktora yapılan tek bir ziyaretle değil, devam eden bir süreçtir.
Bunun dışında en önemlisi tetikleyici ve artırıcı faktörlerden uzak durulmasıdır.
Rozasea tedavisi sırasında ve tedavi sonrasında cilt bakımı ve temizliği önemlidir.
Akne Rozasea Nasıl Tedavi Edilir?
Akne rozasea tedavisi, hastalığın şiddetine, belirtilerine ve türüne göre kişiye özel olarak belirlenir. Klasik akneden farklı olduğu için tedavi süreci de farklılık gösterir. Tedavideki amaç lezyonları ve kızarıklığı kontrol altına almak ve hastanın yaşam kalitesini iyileştirmektir.
Tedavi yöntemleri içinde;
1.Topikal Tedaviler (krem ve losyonlar)
2.Oral tedaviler; antibiyotikler, lisanslı sıcaklık düzenleyici ilaçlar
3. Lazer tedavileri
4. Cilt bakımı ve yaşam tarzı değişiklikleri
5. Stres Yönetimi ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Gül (rozasea) Hastaları Cilt Bakımında Nelere Dikkat Etmelidir?
- Rozasea hastalığında cilt bakımı önemlidir. Cildin temizlenmesi, nemlendirilmesi, güneşten korunması ve tahriş edici kimyasallar içeren kozmetik ürünlerden uzak durulması gerekir.
- Rozasea hastalığında gelişen deri, kuru ve çok hassas bir yapıdadır. Bundan dolayı kullanılan ürünler deri bariyerini bozmayacak, artan damarsal dolaşımı düzenleyecek özellikte olmalıdır.
- Derinin bariyer yapısının bozulması rozada sık görülen yanma, kaşıntı, alevlenme gibi cilt şikayetlerine sebep olur.
- Cilt bakımında kullanılacak ürünler deri bariyerine zarar vermeyecek özellikte olmalıdır.
- Akne problemlerinde kullanılan ürünler, tonikler, sebum düzenleyicileri roza hastalarında kullanılması uygun değildir.
Rozaseada (gül Hastalığı) Cildin Temizliği Nasıl yapılmalıdır?
1.Rozasealı hastalar cilt tipine uygun bir temizleyici ile günde iki kez ılık suyla yüzünü yıkamalıdır.
- Karma ciltler yani kızarıklığa eğilimli ve hassas ciltlere uygun çeşitli sabunsuz temizleyiciler bulunmaktadır.
- Çok kuru ciltler için;kremsi, az köpüren, sabunsuz bir temizleyici uygun olabilir.
- Yağlı ciltler için;Yumuşak bir sabunla ovalamadan yıkanabilir. Aşırı sürtme ve fazla temizleme cildi tahriş edebilir.
2.Parmak uçlarınızı kullanarak tahrişe neden olacak bir sünger ya da bez kullanmadan temizleyebilirsiniz.
3.Kurulamada da yumuşak temiz bir havlu kullanılmalıdır.
4.Yüzünüzü kuruttuktan sonra kozmetik ya da diğer ilaçları hemen kullanılmaması 30 dakika kadar beklenmesi uygundur.
5.Cilt pH’sına yakın ürünler kullanılmalıdır.
6.Topikal ilaç uyguladıktan 10 dakika sonra nemlendirici, güneş kremi kullanabilir ve makyaj yapabilirsiniz.
7.Cilt yüzeyi pH değeri 4–6.5 arasındadır. Bu pH değeri birçok mikroorganizmanın cilt yüzeyinde çoğalmasını engeller.
Bu sebeple dengenin bozulmaması için temizleyici ürünler asitik pH da ya da nötr olmalıdır (temizleme losyonları ve syndet temizleyiciler gibi).
Cildin Nemlendirilmesi
- Cilt temizliğinden sonra nemlendirici kullanmak rozalı hastaları rahatlatabilir.
- Genelde kuru bir cilde sahip oldukları için güçlü bir nem bariyerine ihtiyaçları vardır.
- Hassas cilde sahip roza hastaları, cilt tahrişine neden olmayan nemlendiricilerle birlikte güneşten koruyucular da kullanabilirler.
- Nemlendiriciler alkol ve koku içermemelidir
- Antiaging nemlendiriciler tercih edilmemelidir.