Alopesi Tedavisinde Lazer ve Enerji bazlı cihazların Yeri Var mıdır?
Alopesi:
- 50 yaşında %50
- 70 yaşında %80 kadarı etkilenir
- Alopesi kadınlarda da oldukça yaygın ve menopozdan sonra görülme sıklığı artan bir rahatsızlıktır.
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık’taki büyük şehirlerde rasgele örnekleme ile 18-45 yaş arası 1536 katılımcıya, telefonla kapalı uçlu sorulardan oluşan yapılandırılmış bir anket uygulanmış.
Telefon anketine katılan 1536 erkekten %47’si saç dökülmesinin olduğunu bildirmiş. %70’inden fazlası saçın çekiciliğin önemli bir özelliği olduğunu belirtmiş ve hastaların %62’si saç dökülmesinin benlik saygısını etkileyebileceğini kabul etmiştir
Tedaviye devam eden ve başarı bildirilen 73 erkek hastada, tedavi sonucunda %43’ten %59’a kadar benlik saygısı ve kişisel çekicilik algısı parametrelerinde iyileşmeler yaşanmış.
- Anageni uzatmak için katagen gelişiminin inhibisyonu
- Telogen foliküllerde anagene geçişin indüksiyonu
- Eksogenin inhibisyonu
Saç büyümesini teşvik eden başlıca cerrahi olmayan terapötik stratejilerdir:
- Angiogenesis
- Androgen antagonism
- Vasodilation
- Potassium kanalarının açılması
- 5-alpha reduktaz inhibisyonu
Alternatif tedavilere neden ihtiyaç duyuluyor:
- Yüksek prevalansına rağmen, onaylanmış tedavi seçenekleri sınırlıdır.
- Patern alopesilerin tedavisi için FDA tarafından onaylanmış yalnızca iki ilaç vardır:
- Topikal uygulama için Minoksidil
- Sistemik tedavilere kıyasla daha az yan etki profiline sahip olmasına rağmen topikallerinn deri altı absorpsiyonları nispeten zayıf olmaları sebebi ile dermisteki foliküler hedeflerde konsantrasyonlarını ve etkilerini sınırlar
- Topikal uygulama için Minoksidil
- Oral ilaç için Finasterid
- Cinsel ve üreme sağlığı üzerinde istenmeyen etkileri nedeni ile tercih edilmiyor.
- Enflamatuar saç hastalıkları için ise kullanılan sistemik tedaviler genellikle immünosupresiftirler ve yan etki profilleri açısından yakın takip gerekir.
- Saç cerrahisi ise diğer bir seçenektir, donor ve hasta beklentileri arasında ki sınırlamalar özellikle genç hastalarda önemli limitasyonlara sahiptir.
- İnvazif bir işlemdir.
- Sonuçları doktorlar arasında farklılıklar gösterir.
Geleneksel terapilerdeki sınırlamalar, saç ve saçlı deri hastalıklarının tedavisi için enerji bazlı sistemlere ilgiyi teşvik etmiştir; sınırlı ancak büyüyen umut verici literatür sonuçları ve pazara giren hızla artan sayıda cihaz ile kanıtlanmıştır.
Ön çalışmalar ayrıca hem enerji bazlı cihazlarla hem de topikal tedavilerle tedavi edildiğinde sinerjik bir tedavi etki gösterdikleri de bilinmektedir.
1. Photobiomodulasyon yapan sistemler
2. Microiğneleme
3. Fototermolozis esasına dayanan sistemler
FOTOBİYOMODÜLASYON (PBM)
- PBM veya düşük seviyeli lazer tedavisi (LLLT) 1967 Macaristan’daki Semmelweis Tıp Üniversitesi’nde 694 nm Ruby lazerle farelerde tümörleri yok etmeyi amaçlayan Endre Mester tarafından keşfedilmiştir.
- Tümörlere karşı etkisiz ancak tedavi edilen alanlarda kıllarda büyüme kaydedilmiş. O zamandan beri, saç dökülmesinin tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.
- PBM yapan sistemler AGA tedavisi için ilk olarak 2007 yılında FDA tarafından onaylanmıştır (cleared).
PBM
- Kırmızı (600-700 nm) ve kızılötesi (760-10001 nm) ışık mitokondriyal hücre metabolizmasını uyarılması ile sitokrom c oksidazdan nitrik oksit salınıması sonucu ATP üretiminin artmasına, oksidatif stres ve dolayısıyla serbest reaktif oksijenin azalmasına yol açar.
- Dolaşımda iyileşme ile azalmış inflamasyon; HGF, VEGF ve IGF-1 gibi büyüme faktörlerinin varlığı nedeniyle saç folikülü büyümesinin uyarılması; ve katageni indükleyen dihidrotestosteron (DHT) düzeylerinde azalma ile sonuçlanır.
- Bu çeşitli hücre içi olaylar, foliküler kök hücrelerin progenitör hücrelere ve ardından saç matrisi hücrelerine geçişini başlatan hücre bölünmesini ve farklılaşmasını tetikler.
- Hücreler matris hücrelerine dönüştüğünde, saç folikülü anagen fazına girer.
- Makrofaj aktivasyonunun patogenezde yer aldığı alopesi areata (AA) gibi otoimmün hastalıklar için PBM’nin yararlı olduğuna dair kanıtlar vardır.
- Proinflamatuar sitokinlerin salınımını inhibe ettiği düşünülüyor.
- PBM ayrıca, kemoterapinin neden olduğu alopesinin tedavisinde kullanılabilen antiapoptotik proteinlerin upregülasyonu yoluyla hücrelerin apoptozunu da inhibe eder.
Skarlı Alopesiler
- İlk çalışma LPP tanısı almış sekiz hasta LED cihazlarının etkinliğini değerlendiren altı aylık prospektif bir çalışma.
- Cihazlar altı ay boyunca her gün 15 dakika süre ile kullanılmış.
- Tedavi sonrasında hastaların tümünde saçlı deri semptomlarında, perifoliküler skuamda, eritemde genel bir azalma ve Liken Planopilaris Aktivite İndeksi (LPPAI) skorunda ortalama 0.87 puanlık bir azalma ile iyileşme göstermişlerdir.
- Başlangıç değerlendirmesiyle karşılaştırıldığında, hem üç hem de altı ayda terminal saç kalınlığında bir artış oldu.
- İkinci çalışma LPP/FFA’lı 16 kadın (8/8) hastada tedavi olarak PBM’nin etkinliğini değerlendirmiş.
- Tüm katılımcılara haftada bir kez 10 hafta boyunca LED’ler uygulanmış. 10 haftalık tedaviden sonra, tedavi alanlarındaki kalın kılların sayısında FFA ve LPP şiddet skorlarında azalma tespit edilmiş.
Her iki çalışmada da küçük bir örneklem popülasyonu nedeniyle, gerçek bir etkinlik tespiti için gelecekteki çalışmalarda daha fazla katılımcı ile yapılmasına ihtiyaç vardır.
Skarlı Alopesilerde Saç Ekimi ✓
Lazer ile Saç Dökülmesi Tedavisi
- Hasta Seçimi
- Erkeklerde ve kadınlarda kullanılabilir
- Tek başına veya kombine kullanılabilir
- Endikasyonlar
- Androjenik Alopesi
- Hamilton-Norwood IIa-V
- Ludwig-Savin I-II
- LLLT saç dökülmesinin erken aşamalarında daha etkilidir.
- Skarlı alopesiler???
- Androjenik Alopesi
- Kontrendikasyonlar
- Saçlı deri baş veya boyun melanom
- Işık duyarlandırıcı ilaç kullanımı
- Kırmızı ışık alerjisi
Mikroiğneleme
- Mikroiğneleme özel iğnelerle 0.25–2.5 mm perkütan yaraların indüksiyonunu içeren minimal invaziv bir prosedürdür.
- İlk olarak 1995 yılında Orentreich tarafından kırışıklıkların ve atrofik skarların kullanımı için tanımlanmıştır.
- Yara iyileşme yanıtlarını desteklemek, anjiyogenezi iyileştirmek ve akut yaralanmadan kaynaklanan fibrozu hafifletmek veya kısmen tersine çevirmek için trombosit kaynaklı büyüme faktörünü ve vasküler endotelyal büyüme faktörünü salınımı ile etki eder.
- Çalışmalar Mİ’nin transdermal iletimi artırabileceğini, anajen başlatıcı Wnt/b-katenin sinyalleşmesini destekleyebileceğini ve dermal papilla kök hücre proliferasyonunu iyileştirebileceğini, böylece çeşitli saç dökülmesi bozuklukları için terapötik etkileri güçlendirebileceğini göstermiştir.
- 2013 yılında, Dhurat ve ark. AGA olan 100 hastada 12 haftalık bir süre boyunca, haftada bir kez günde iki kez %5 minoksidil ile kombine edilen Mİ’nin, minoksidil monoterapisine kıyasla saç sayısını önemli ölçüde artırdığını göstermişlerdir.
- Robert ve ark. 1127 denek içeren toplam 22 klinik çalışmayı incelemişler
- 0,50–2,50 mm iğneleme derinlikleri olup ortalama 2,25 mm dir
- Seanslarının sıklığı, haftada iki kez ile ayda bir arasında değişmekteydi ve ortalama seans sayısı 2.64 haftada bir.
- Toplam seans sayısı çalışma başına ortalama 9.53 olup 3 ile 52 arasında değişmektedir. Tedavi süreleri ortalama 20.01 hafta.
Mikroiğnelemenin saç dökülmesi tedavisinde rolü vardır. Topikal ilaçlar da dahil olmak üzere diğer tedavi modaliteleriyle kombine edilme potansiyeli umut vericidir.
Fototermoliz
- Hem ablatif hem de ablatif olmayan fraksiyone lazerler, saç dökülmesi tedavisinde kullanılmaktadır.
- Deri yaralanmasını takiben kıl büyümesinin gözlenmesi ve fotoindüksyona bağlı paradoksal kıllanma fraksyonel lazerlerin bu alanda kullanılmasına ilham vermiştir.
- Doku hasarına yanıt olarak salınan büyüme faktörleri ve sitokinler, foliküler ünitelerdeki progenitör hücrelerin proliferasyonu ve farklılaşması yoluyla saç restorasyonunu uyarır.
- Lazer tedavisinin, Wnt/β-Katenin regülasyonu yoluyla anagen fazdaki folikül oranını arttırdığı gösterilmiştir.
- Wnt/β-katenin sinyal yolunun aktivasyonu, saç folikülü morfogenezinde ve saç büyümesinde önemli bir rol oynar.
Nonablatif Lazer Tedavisi
-
- Fraksiyonel 1550-nm erbiyum ve 1927-nm tülyum lazerleri, AGA ve AA’lı hastalarda hem saç büyümesini uyarmak amacı ile monoterapi olarak kullanılmıştır.
- Saç büyümesini uyarmak için yeterli termal yaralanmaya neden olmak ve saç kök hücrelerinde fibroz sonucu oluşabilecek yıkıma neden olmayacak bir denge içinde olması gerekir.
- Ablatif lazerlere kıyasla, ablatif olmayan fraksiyone lazerler daha az doku hasarına, mevcut terminal kılların daha az bozulmasına neden olur ve koyu tenli hastalarda daha az pigment değişikliğine yol açar.
- Alopesi tedavisinde ablatif olmayan lazer tedavisinin kullanımını değerlendiren çalışmaların çoğu, 1550 nm fraksiyonel erbiyum glass lazeri kullanmıştır
- AGA’lı 47 hasta üzerinde yakın zamanda yapılan bir çalışma, 2 hafta arayla 1550 nm fraksiyonel erbiyum lazer ile 10 tedavi seansının, Hamilton-Norwood skoru II ila IV olan erkeklerde ve tüm kadınlarda önemli ölçüde kıl çapı ve yoğunluğu ile sonuçlandığını buldu.
- AGA tedavisi için thulium lazer kullanımı araştırılmıştır. Murin derisi üzerinde 1927 nm fraksiyone thulium lazer ile tedaviyi takiben biyopsi, perifoliküler alanlarda düzensiz kollajen birikimi veya diğer foliküler fibrozis belirtileri olmaksızın güçlü bir dermal inflamatuar yanıt ortaya çıkardı.
- AGA’lı 10 erkekte, 12 seans 12 hafta boyunca 1927-nm fraksiyone thulium lazer, saç yoğunluğunun ve kalınlığının artmasına neden olmuş.
- Ancak tedavinin etkisi 3 aylık takipte korunmamıştır.
Ablatif Lazer Tedavileri
- CO2 lazerleri ciltteki suyu buharlaştırarak binlerce konik mikroskobik termal yaralanma kanalı oluşturarak etki eder.
- Alopeside monoterapi için ablatif lazer tedavisinin kullanımını araştıran literatür sınırlıdır.
- Çalışmalar daha çok lazer yardımı ile ilaç tedavilerine odaklanmıştır.
- Genel olarak literatür, AGA’nın yönetimi için PBM kullanımını desteklemektedir.
- Önemli klinik araştırmalara ve FDA onayına rağmen saç büyümesi için en etkili parametreler ve cihaz tasarımı konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
- Saç ve cilt tipleri arasındaki optimal dozların daha iyi anlaşılması gerekir.
- PBM’nin sikatrisyel alopesilerdeki rolü umut vericidir.
Saç cerrahisi ise diğer bir seçenektir, donor ve hasta beklentileri arasında ki sınırlamalar özellikle genç hastalarda önemli limitasyonlara sahiptir.